Yönetim Modeli Çeşitlemesi: Nesne Odaklı, İnsan Odaklı, Soyutlama Odaklı
İnsanın çeşitliliği ve renkliliği kadar, yöneticiler de doğal olarak çeşitli ve renklidir, kendine has tarzları, alışkanlıkları ve davranışları vardır. Öyle olması gerekir ki farklılıklar yeşersin ve farklılıkların uyumlu bir arada yaşamasından gelişme ve ilerleme mümkün olabilsin, dolayısıyla bireysel ve toplumsal olarak daha iyi bir yaşama doğru ilerlemeye devam edelim.
Klasik yönetim anlayışının paralelinde pratikte iki tür odaklı yönetici tipi olduğu genellikle bahsedilir. Nesneleri (objeler) yönetme odaklı olanlar ve insanları yönetme odaklı olanlar. İkisinin arasındaki farklılık ve anlayış bazen öyle derinleşebilir ki bir araya getirme veya uyumlu hareket çok zorlaşabilir.
Obje odaklı yöneticiler, dünyayı nesneler gözlüğü ile algılar ve değerlendirirler. Dikkatleri, üretim, süreçler, projeler, malzemeler, proje kilometre taşları, metotlar, teslimatlar ve detaylar gibi, insanı ilk anda sahne önünde görmeyen (ihmal ettiği veya önemsemediği anlamında değildir) bir bakış açısıdır ve yönetim yaklaşımıdır. Daha mühendislik odaklı bir yaklaşım olarak, hayatın ne ve nasıl kısmı ile, kim yerine, ilgilenme eğilimini taşırlar.
İnsan odaklı yöneticiler, herşeyi ilişkiler gözlüğü çerçevesinde görürler. Ana odakları, nesne ile çalışan insandır (nesneyi bilmekle beraber). Dikkatlerini ve enerjilerini kanalize ettikleri noktalar, kültür, politika, liderlik, takım çalışması ve organizasyon tasarımlarıdır.
Bu ayrımda bir gözlük ile, Bilgi Teknoloji dünyasına (diğer alanlarda paralellikler kurulabilir) girsek, genellikle insan odaklı yaklaşımın daha kıdemli yöneticiler seviyesinde, nesne odaklı yaklaşımın daha alt kademedeki yöneticilerde temsil edildiğini görürüz. Bunun ana nedenlerinden biri, klasik yaklaşımda, CEO ve CIO’ların dünyayı farklı gözlüklerle görüyor olmaları, birinin diğerini her zaman anlamasının zor olduğu, dolayısıyla BT ile işletmenin hizalanmış olmasının güçlüğüdür.
Eğer kendiniz için objektif olarak düşünürseniz, hangi odakta yönetici olduğunuzu dürüstçe cevaplayabilirsiniz. Çoğu yöneticinin ağırlığı, birine kıyasla diğerinedir (nesne veya insan). Öte yandan, cevap vermekte (seçmekte) gerçekten zorlanıyorsanız, son yıllarda giderek ön plana çıkan, önemi artan bir diğer sınıfa denk geliyor olabilirsiniz. Bu sınıf yöneticiyi, soyutlama odaklı (kavramsal) olarak adlandırmamız mümkün.
Soyutlama odaklı yöneticiler, dünyayı teori gözlüklerinden görürler. Bizlerin çoğunun projeler veya insanlar gördüğü noktada, onlar derinliği olan teorileri canlandırıyor olabilirler (Örneğin fiziksel bir nesnenin özelliklerini içinde yer aldığı şablon sınıfından aldığını düşünmek, objeler, sınıflar, şablonlar vs). Bu tip yöneticiler, fikirlerin detaylardan ayrıldığı kavramsal dünyada kendilerini iyi hissederler. Bu tip yöneticilerin yer aldığı alanlar olarak, güvenlik, proje yönetimi, strateji sayılabilir. Birçok yönetici sonuçlara yönelik bakarken, bu yöneticiler sonuçlara ulaştıran yola bakarlar. İşleri, BT’nin isim ve fiillerinden çok, sıfatları ve zamirleri gözlemlemektir. Birçok yönetici, ürün ve hizmet teslimatından sorumlu iken, kavramsal yöneticiler, diğer yöneticilerin verimli, etken, güvenli, tutarlı ve uygun şekilde teslimatları yapmalarını sağlamayı garanti etmek için çalışırlar.
Kavramsal odaklı yöneticilerin işi zordur (kimin değil ki?). Teoriyi geliştirmek, yorumlamak ve projelere politikaları (kural çerçeveleri) uygulamaktan sorumludurlar. Kendilerinin, bulundukları ortam içinde, geçici ve ruhsal gerçeklerin aracısı veya arabulucusu olan imam (veya papaz) olarak görülmesi –hatta kendi kendilerini öyle algılama- sevimsizliği veya tehlikesi ile çoğunlukla karşı karşıyadırlar. Dolayısıyla, insan odaklı ve nesne odaklı yöneticilerle ilişkilerinde gerginlikler yaşayabilirler. Gerçek üretkenliğe dönük güçleri yoksa, çoğunlukla teorik temellerde engel olmak veya zorluk yaratmak olarak algılanabilirler.
İşte bu yüzden, çoğu PMO (Proje Yönetim Ofisi), ilerleme ve üretkenliğin ‘ebesi’ (‘tutkalı’ veya ‘sağlayıcısı’) olmak yerine süreç polisleri olarak yanlış şekilde algılanabilir.
Tam doğru cevap veya en iyi yönetim şekli (esneklik ve uyumluluk kavramları düşünüldüğünde) diye bir şey olmamakla birlikte, herbir bireyin kendi model tercihine göre, doğru veya yanlış atamasından (insan odaklı olanın soyutlama odaklı çalışmasının istenmesi gibi) veya çalışmasından bahsedilebilir. Eğer yönetici birey, yetenekli, ilgili ve çalışkan ise, kişiliği ile uyumu ölçüsünde, üç perspektife dayalı değerlendirme ve gerçekleştirmeyi kendi özelinde başaracaktır, en azından diğerlerini anlama ve uyumunu artıracaktır.
İşletmelerde BT’nin yayılımı ve yaygınlığı arttıkça, teknoloji ile ilgili yöneticilerin farklı bakış açılarını (perspektifleri) bilmelerinin ve uyumluluklarının önemi artmaktadır. BT dünyasındaki projeler veya iş bütünleri, farklı iş kollarındaki insanlarla ve paydaşlarla çalışmayı gerektirdiği için, aşağıdaki yetenekleri geliştirmek ve kullanmak gerekli hale gelmektedir:
Kendi doğal bakış açısını bilmek (özbilinç)
Farklı odaklı diğer yöneticilerin bakış açılarının farkında olmak (farkındalık)
Gerçeği üç gözlükle görme esnekliğine sahip olabilmek (esneklik ve uyum)
Bakış açıları arası, farklılık yaratan seçenek ve sorunları birleştirme olgunluğunu geliştirmek (bütünsellik)
Tek bir odakta çalışarak yönetici olmak tercihtir ve başarılı olunabilir. Derinliği çok, genişliği az bir resmi temsil eder. Öte yandan eğer üç bakış açısının farkında olmayı ve hepsini birlikte toparlama yeteneğini geliştirirseniz, derinliği ve genişliği en ideal olan ideal bir yönetici olma çok önemli bir adımı gerçekleştirmiş olursunuz.
Sizin tecrübeleriniz nasıl? Daha çok hangi tip yönetici gördünüz? Siz kendi alanınıza hangi tipe eğilimli/daha uygun olduğunuzu düşünüyorsunuz?
Yorumlar